yağsız — sf. 1) Yağı olmayan 2) Yağı az 3) İçine yağ konulmamış, yağ ile yapılmamış 4) mec. İnce, zayıf … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulgama — yağsız ve tatsız bulamaç I, 491 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yağsızlaşdırmaq — f. Yağsız etmək, yağsız hala salmaq, yağını çıxartmaq, yağını almaq. Dərini yağsızlaşdırmaq … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Bitlis köftesi — is. Yağsız kıyma veya pirinç ile köftelik bulgur, yağ, nar, yumurta ve baharat kullanılarak hazırlanan ceviz büyüklüğünde bir köfte türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
elbasan tavası — is. Önceden haşlanarak hazırlanmış yağsız etin üzerine yoğurt ve çırpılmış yumurta karışımının dökülüp fırında pişirilmesiyle yapılan bir yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskalop — is., bu, Fr. escalope İnce dövülmüş, yağsız, sinirsiz tavuk veya dana eti … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömme — is. 1) Gömmek işi 2) Defnetme, tedfin 3) Mayalı, mayasız, yağlı veya yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi 4) Güzün veya kışın ekilen ekin 5) sf. Üzerinde bulunduğu yüzeyin içine gömülmüş olan Gömme banyo. Gömme dolap. Birleşik Sözler gömme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içli köfte — is. Yağsız kıyma ile ince bulgur iyice yoğrulup içi oyularak yumurta biçiminde hazırlanan ve içerisine kavrulmuş soğanlı kıyma konduktan sonra haşlanan veya kızartılan bir çeşit köfte … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara et — is. Kastan oluşan yağsız et … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesik — sf., ği 1) Kesilmiş olan Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi. H. E. Adıvar 2) Kesilerek bozulmuş olan Kesik süt. 3) Kısa 4) is. Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik 5) is. Gazete,… … Çağatay Osmanlı Sözlük